Hoşgeldin =) Mutlu ya da mutsuz...Kafama estikçe yazdım ben...

Okuyup kendinden bir şeyler bulur musun bilmem!! İyi yazıyorum diye kendimi de övemem... İçimi döktüm, döküleni topladım bir daha döktüm belki. Tekerrür ettim kendimi, hırpaladım, yordum, yücelttim de bazen. Ben benim olanı ve olmayana özlemimi, kaybettiğimi ve kazandığımı, kızdığımı ve sevdiğimi, dengesizliklerimi ve özlemlerimi yazdım buraya. Ortaya çıkanı seversen ne mutlu bana!

2 Eylül 2011 Cuma

SENSİZLİK...

Anlarmısın bilmem...kırık dökük olmak ne demektir. Her iki adımda bir yorulmak hayatta... yaslancak bi duvar arayıp hiç bir zaman bulamamak ya da...
Sen gözünü kırpmadan sapasağlam, parıl parıl parlayan, değerli bir vazoyu tek hamleyle yere çaldın, parçalara ayırdın!!Yetmedi... yerde kalan büyük parçalar sana battı belki de, onları da yerden aldın küçük parçalara ayırdın...ellerinde can vermek güzeldi, ellerinde parçalara ayrılmak...her parçada belki kestim bende ellerini, kanın karıştı gözyaşlarıma... kanadın bilerek ve isteyerek ve beni de ağlatarak arkandan...

Hissettiklerimin yerini tutmasa da maddi benzetmelerim en azından denemeye değer... belki sana anlatırım beni ve senden sonra onun yaşamına giren her kırık döküklüğü...
NE MENEM BİŞEYDİR SENSİZLİK...NEDİR BU SENSİZLİK?
Çöl sıcağında yanında buz gibi su taşıyıp içememek sensizlik...çünkü içimdesin ferahsın, tazesin...kana kana içerdim sana ulaşabilsem ama kendimi parçalara ayırmam lazım kalbime, sana ulaşabilmek için...
Ya da yüzlerce ekmek yiyip doyamamak sensizlik...bir zamanlar içinde kuş sütünün bile eksik olmadığı bir şölende bulunmuşken ekmeğin doyurmaması sensizlik, yetmemesi artık insana...
Hatta koskoca bir yelkenliyle okyanusa açıldıktan sonra yelken direklerinin kırılması, kürekleri suya düşürüp kaybetmek, koca bir su deryasında bir damlasını içemeden, kavurucu güneşin altında, susuzlukla tanışmak sensizlik...kuruyan damağımdaki o acı tat sensizlik...karayı görüp ne kadar uzakta olduğunu kavrayamamak, yüzmeye cesaret edememek sensizlik...
Klimalı otel odasından, gölgede 50 derece hissedilen sıcakta çıkıp, sıcak ve nemden nefesimin tıkanması sensizlik...ve daha da kötüsü o odanın anahtarını içerde unutmak...
Ömrü boyunca annesinden bi fiske bile yememiş, el bebek gülbebek büyüyen çocuğun üvey anne eline düşmesi sensizlik ve hatta daha da kötüsü...üvey annenin yüzünde şamarlarıyla bıraktığı kızarıklık ve morluklara aynada bakıp, yiğitliğe bok sürdürmemek adına ağlayamamak sensizlik...yalandan güç gösterisine dayanamayan yürek acısı sensizlik...
Ya da...belki yüksekliği hafife alan çocuk beynimin,mutlulukla 10 kat yukardan atlayıp, havadayken hissettiği o adrenalin duygusunu,o mutluluğu yere çakılır çakılmaz kaybetmesi sensizlik...ilk kez uçtuğunu zannedip aslında uçamadığını anladığı anın can kaybı sensizlik...
Hep gülmüş bi insanın ilk kez ağlaması sensizlik...yanaklarından süzülen yaşlara şok olmuş ifadesiyle bakıp, ağladığı için daha çok ağlamak isteyen birinin şaşkınlığı sensizlik...
Ana rahminden koparılmak sensizlik...ve senin yaşadığını anlamaları için kopardığın o çığlık çığlığa gözyaşlarının anlamını kimsenin anlamaması sensizlik...ve o gözyaşlarının senin yaşam belirtin olması...ağlayınca varolduğunu hissetmek sensizlik...
Çoktan saati geçmiş bir otobüsü beklemek sensizlik...umudu ve umutsuzluğu aynı anda barındırmak içinde...belki gelir umuduyla gidememek...ve herdakika "gelmeyecek" düşüncesinin içini yiyip bitirmesi sensizlik...
Ya da...neşeyle sallandığın o salıncağın zincirlerinin kopması sensizlik...yere çakıldığında "Neden ben?" diye düşünüp bir cevap bulamadığın an sensizlik...ne şişman çocuklar sallanmıştır o salıncakta ama kopmamıştır o zincirler...sen çelimsizsindir seni bulmuştur...anlamsızlığa anlam yüklemeye çalışmak sensizlik...
Yorgunluğun hiç dinmemesi sensizlik...çünkü yaşlılık sensizlik...yaşın kaç olursa olsun gençliğinin çalınmış olduğunu hissetmek sensizlik...
Anlamanı beklemiyorum...kırık döküklük ne demektir...dedin ya yaşamadın benle diye...sen de yaşamadın benle...
Hayatın anlamını yitirmesi sensizlik...ölüm meleğinin beklenenden erken gelmesi... canın bedenden acıyla ayrılması sensizlik...
ÖLÜM SENSİZLİK...
14/08/2010
N.U.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder