Hoşgeldin =) Mutlu ya da mutsuz...Kafama estikçe yazdım ben...

Okuyup kendinden bir şeyler bulur musun bilmem!! İyi yazıyorum diye kendimi de övemem... İçimi döktüm, döküleni topladım bir daha döktüm belki. Tekerrür ettim kendimi, hırpaladım, yordum, yücelttim de bazen. Ben benim olanı ve olmayana özlemimi, kaybettiğimi ve kazandığımı, kızdığımı ve sevdiğimi, dengesizliklerimi ve özlemlerimi yazdım buraya. Ortaya çıkanı seversen ne mutlu bana!

2 Eylül 2011 Cuma

KIZIYORUM...


Yok yok… Kızıyorum işte, engel olamıyorum. Ben uyurken güneşin perdelerin arasından sızmasına kızıyorum. Sonra ben kaldırımda yürürken karşımdan bana doğru, ters yöne başka kimselerin de yürümesine kızıyorum. Elimde ağır yük varken otobüsün gelmemesine, o saate otobüs koyulmamasına hatta arabam olmamasına kızıyorum. Ben evdeyken insanların dışarıda olmasına, ben dışarıdayken insanların evde olmasına kızıyorum. Bilmem ki… Koloni halinde yaşamaya mıdır bu hevesim ama yok yok… Girdiğim barın, restoranın birden kalabalıklaşmasına da kızıyorum ben. İnsanların ben yalnız kalmak isterken benle konuşma çabalarına da kızıyorum. Camdan baktığımda karşı pencereden bana merhaba diyen komşuma da kızıyorum ve yardıma ihtiyacım olduğunda o komşunun evde olmamasına da. Sigarayı dışarıda içmemiz gereğine de kızıyorum ama akşam eve geldiğimde saçımdaki o kül kokusunu alınca kapalı alanda sigara içenlere de kızıyorum. Beni yanlış anlayana da kızıyorum ve aslında ironi yapıp laf sokma çabasındayken bunu doğru anlayacak kadar zeki olana da. Kızıyorum işte… Mini etek giyene de kızıyorum, mini etek giyince bana laf atana da. Kapısını kilitlemeyen arkadaşıma da kızıyorum, kilitleyip hırsız girdi diye yakınana da. Yorulmama kızıyorum, dışarı çıkası varken insanın yağmur yağmasına da. Yağmur yağınca kar yağsın daha iyidir diyorum ama kar yağıp ayağım kaydığında da kızıp küfrediyorum. Üşümeye de karşıyım soğukta kat kat giymeye de. Tek bir yerde her şeyin satılmamasına da kızıyorum, küçük alanda nutella ve tornavidayı yan yana gördüğümde de. Yorulmaya da karşıyım zaten ben uykuyla vakit harcamaya da. Çok uyuyana ve ses çıkarma özgürlüğümü kısıtlayana da kızıyorum, uyuyorken ve saat öğlen 12.00 olmuşken ses yapıp beni uyandırana da. Zayıflamaya da gıcığım zayıflamak için uğraşana da ama kilo almaya da kızıyorum kilo alınca çirkinleşene de. Neden dikkat etmez ki zaten insan? Benim gibi galonla yiyin ya da sıkışınca ne yediyseniz gidin kusun. Word e de kızdım şuan. Argo ya da kaba sözcük kullandığımı belirtti. Ona neyse bilmiyorum. Siktirsin yazsam ne diyecek acaba? Bilmiyorum belki de dengesizlik hayat felsefem olmuş. Ne dersiniz var mı psikologa ihtiyacım?

24/10/2010
N.U.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder