Hoşgeldin =) Mutlu ya da mutsuz...Kafama estikçe yazdım ben...

Okuyup kendinden bir şeyler bulur musun bilmem!! İyi yazıyorum diye kendimi de övemem... İçimi döktüm, döküleni topladım bir daha döktüm belki. Tekerrür ettim kendimi, hırpaladım, yordum, yücelttim de bazen. Ben benim olanı ve olmayana özlemimi, kaybettiğimi ve kazandığımı, kızdığımı ve sevdiğimi, dengesizliklerimi ve özlemlerimi yazdım buraya. Ortaya çıkanı seversen ne mutlu bana!

2 Eylül 2011 Cuma

NOKTA (.)


Uçsuz bucaksız bir çölün ortasında su kovalıyorken şimdi artık develer hatta kaktüsler misali yaşamayı öğrendim.  İnsan her şeye alışıyormuş meğer.  Bende alıştım işte ya da kabullendim bir şeyleri diyelim.  Senin şehrinde sensiz olmak hatta bırak sensizliği başkalarıyla olmak artık bana batmıyor biliyor musun?  Ne kadar garip insan ölüme bile alışıyorken ben sensizliği hiç atlatamayacağımı düşünmüştüm bir zamanlar. Yoksun işte var mı ki ötesi?  Yokluğun hiçbir şey hissettirmiyor boşluktan başka artık.  Boşluğu dolduracak milyonlarca insanın olduğunu fark ettim dünya üzerinde.  Vazgeçilmez değilmişsin biliyor musun?  Şaşılacak şey, inanılır gibi değil değil mi? Bunlar benim ağzımdan çıkıyor, neredeyse kahkaha atacağım.  Başkaları çaldı kalbimi sana bu son mektubum.  Bir daha yazarsam da içinde sen olmayacaksın.  Bir daha karşıma çıkarsan da gözlerim sana boş bakacak belki.  Gençleştim, özgürlüğümü elime aldım.  Benden başka kimsenin önemi yok artık bende.  Senin bile…  Senin alıp götürdüklerini azar azar topluyorum başkalarından arı gibi.  Tek çiçek değilsin sen benim için artık, bir tek sende bal var sanırmışım öyle de değilmiş zaten.  Bundan sonra ciddiye almayacağım belki sen kadar ama yine de yerinde başkaları gezinecek tahtına oturmaya cesaret edene de o kapıları açtım haberin olsun.  Ölümümü de beklemiyorum artık senden kurtulmak için.  Kendimden umutsuz da değilim ne kadar güzel öyle değil mi?  Yoksun yoksun yoksun… Bak 3 kere söyledim birinde bile içim yanmadı birinde bile…  Yok da ol zaten beklemiyorum artık dönüşünü.  Senle olamayacak bir şeylerin peşinden gitmeyi bırakalı çok oldu.  İstenmiyorsun artık.  Sen o kapıdan bir kez çıktın sonra yine girdiğinde ben eşyaları kaldırmıştım zaten oturacak yerin yoktu.  Bu sefer kapıyı da kapattım içeriyi yeniden döşüyorum hayatım.  Kendim ve senin yerine gelecek bir başkası için.  Daha renkli, daha ışıklı ve daha güzel döşüyorum bu sefer.  (NOKTA)

08/05/2011
N.U.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder