Hoşgeldin =) Mutlu ya da mutsuz...Kafama estikçe yazdım ben...

Okuyup kendinden bir şeyler bulur musun bilmem!! İyi yazıyorum diye kendimi de övemem... İçimi döktüm, döküleni topladım bir daha döktüm belki. Tekerrür ettim kendimi, hırpaladım, yordum, yücelttim de bazen. Ben benim olanı ve olmayana özlemimi, kaybettiğimi ve kazandığımı, kızdığımı ve sevdiğimi, dengesizliklerimi ve özlemlerimi yazdım buraya. Ortaya çıkanı seversen ne mutlu bana!

27 Kasım 2012 Salı

Eski mektuplar vol 2.



Yakıyo kavuruyo artık beni bu kalp sancılarım. Her şarkı sen, her şiir sen… Yeter aklımdan çık, kalbimden çık artık çünkü dayanacak gücüm kalmadı. Tükettim hayallerimi, isterdin ki çocuklarım olsun evde “anne” diye bağırsınlar. Bilmiyorum…Onları bile senden çok sevebilirmiyim bilmiyorum. Her nerdeysen, nasılsan senden tek bi ses bekleyerek geçiyo benim hayatım. 1 sene 17 gün oldu ve ben hala hergün seni görmeden, sadece düşünerek sana daha çok aşık oluyorum. Gitmiyosun gözümün önünden. Belki başkasının oldun bile. Midem bulanıyo kendimden. Bi başkasının elini tuttuğun anda belki de ben seni düşlüyorum. Başkasıyla sevişiyosun ben uyuyamıyorum hayalinden kurtulup yatağımda kalkıp bunları yazıyorum. Aşkın herşeye dönüştüğünü gördüm ben senden sonra. Tek bir şeye dönüştüremedim bu laneti…NEFRETE… şefkate, acımaya, hayale, hayaletlere, halüsinasyona, baş ağrısına, kalp sancısına en son da acıya dönüştü bu içimdeki… Ama nefrete hayır!! Beklentilerimi gömdüm bitanem. Ne ailem olsun istiyorum, ne çocuklarım. Sensiz olacaksa ne anlamı var. Yarın doğum günüm…Sensiz geçicek 2. doğum günüm… Biran önce bütün doğum günlerim geçsin ölüm günüm gelsin artık. Her sene sensiz yaşlanacaksam ne anlamı var. Yok etseydin ya beni de giderken kendini yok ettiğin gibi… Bende kendi hayatımdan senin gibi arkama bakmadan çıkıp gitseydim, gidebilseydim keşke. Yorgunum. Sanki 1 senede 40 yıl yaşlandım. Senin ayak bastığın yerlerden kaçıcam. Buralardan, senden kaçıp gidicem. Amerika, İngiltere, Rusya, dünyanın bi ucu, kutuplar, fizan ya da cehennemin dibi. Gidiyorum aşkım durdur beni. Yalvarırım… Daha ne kdr aynı gökyüzüne bakıyoruz en azından diyip mutlu olmaya çalışırım, buna daha ne kdr dayanırım bilmiyorum. Durdur beni, dön gel artık. Adını her andığımda kalbim acıyo, dön ya nolur dön… Hiçbir acıya benzemiyo aşkım bu. Hiçbir hastalığa benzemiyo, ölümcül acı veriyo ama öldürmüyo. Süründürüyo ama almıyo canını insanın. Yarım yaşıyorum. Söktün aldın kalbimi, uzağa götürdün. Onsuz bile yaşıyosam bil ki belki bir gün gelirsin umudum hiç bitmediği içindir… Ben bu aşkla seni geri getiremiyorsam demek ki yeterince sevemedim dicem. Ama bi insan daha ne kadar sevebilir aklım da almıyo. İçinde senin olduğun tek bir kötü rüya beni günlerce alt üst etmeye yetiyo. Sen iyi misin, mutlu musun, ne haldesin bilmeden benim aldığım nefes bana nasıl yetsin? Sen benim olmasan da olur herşeyim. Yüzünün güldüğünü bi bilsem. Güldüren bi başkasıysa bile ben ona ancak teşekkür ederim. Senin seçimin ben olamadım der hayatından çıkar giderim. Ama bi merak etsen ne durumdayım diye, bana bi gelsen. Ya da benim seni merak edip uyuyamadığım her gecede Allah bana bi işaret yollasa, sevdiğin iyi dese. Ben başka ne isterim. Ah sen bilmiyosun!! Yakıyo, kavuruyo beni bu kalp sancılarım. Her şarkı sen, her şiir sen aşkım…

18 Mayıs 2010
N.U.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder