Tuttum nefesimi… O gün, o çok sevdiğim, seninle günlerimi
geçirdiğim, her bir yerinde izin olan evin mutfağında tuttum… Sensiz kalmaya 5
kala, sen bağırırken ben içimden çığlıklar atıp sana susarken tuttum nefesimi.
Biliyordum bir daha nefes alamayacaktım. Biliyordum alsam da
zaten yetemeyecekti o nefesler bana sensiz, o yüzden tuttum nefesimi. Sen benim
yerime de nefes al diledim, sen benim yerime de yaşa. En azından bu aşkın bir
şahidi yaşasın, bu aşk da onunla beraber yaşasın, hayat sürsün bir yerlerde
diye tuttum nefesimi.
Benden başka bir ben daha vardı ki sensizliği kabul
edemeyen, ona teslim ettim ben kendimi. Onunla yaşadım aşkı hep seni düşünerek,
geçmişteki o güzel diyebileceğim sayılı günlerde yaşadım aşkı. Ve hep sen
vardın her zerremde kesip atamadım kalbimi göğsümden. Kendimi yok edemedim. İstemedim,
denemedim değil; sadece ilk kez bir şeye gücüm yetmedi belki de… Ya da
beceremedim diyelim.
Başkasının olduğunu gördüğüm gün gözlerimle, o gözler benim
olmasın, o senin için atan kalbe sinyaller göndermesin istedim. Aklımda
inanmayı reddeden bir lob var işte o beni ayakta tuttu en çok nefes almaya
ihtiyacım olduğu zamanlarda. Bırakmadım nefesimi, son nefesimdi o tutmam
lazımdı. Ölürken verecektim nasıl olsa son kez, sensiz… O zamana kadar alırsam
o nefesler yakardı benim ciğerlerimi…
Sensiz olduğuma inanmıştım da başkasının olmana inanmak o
kadar zordu ki aklım gördüğüm gerçeklere direndi kıyasıya. Bir gün aklımı
kaçırdım, onca sene beraber yaşadığım başka bir şeyi daha kaybettim. İyi ki de
kaybetmişim bu gerçekle yaşamam öyle zordu ki yine aklım doğru kararı verdi ve
beni terk etti. Aynı sen gibi… Seninki de sana göre doğru karardı belki. Ben de
istedim senin gibi hayatıma devam etmeyi ve reddettim duygularımı herkese
karşı. Sadece çok iyi tanıyanlar anladı gözlerimden var olan aşkın
gerçekliğini. Sadece yakınımdakiler gördü kalbimin gözlerime yansıttığı
akamayan gözyaşlarını…
![](https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhMZe81KImp4UoHrNV-eRWFOKNmtNwFTyv7mG-kxQGFORORC99jQ5uveoM_32qsYuOEmdlU4DXMYMktUy0DaPLxrTsj4jAaioWrJ06pyp5H20bIMDhG6PKmo_ROXJxQMPo4Es6KM1JpP8E0/s320/breathe.jpg)
4 sene sonra bir Kasım ayında bıraktım nefesimi… Senden sonra suni
nefesler almaya çabalarken birden derin derin çektim içime senin hiç var
olmadığını düşündüğüm sevgini. Yaşama sebebime kavuşmanın sevinciyle derin
derin nefesler alıyorum. Seni çekiyorum içime, senin şehrinde bu sefer gökyüzüne
bakıp aynı gökyüzü altında olduğumuza şükretmeye gerek duymadan. Tam da yanımdayken…
Kokunu çekiyorum kanlı, canlı, her şeyinle yanımdayken. İşte tam da şu an yine
o inanmayı reddeden aklımın azizliğine uğruyorum. Merak ediyorum hem de çok. Ben
şizofren miyim? Yoksa sen gerçek misin? Gerçekten elimi mi tutuyorsun? Öpen sen
misin beni yoksa yine hayalin mi? Yanılsamalarımdan biri olman mümkün mü? Bunca
zaman iteleye kakalaya kalbimin küçük bir odasına küçük bir çocuk gibi zorla
sığdırıp kilitlediğim o büyük aşkı, varlığına inanıp salıvermeli miyim? Salıverirsem
bize düşman olup zarar verir mi? Özgürlüğü bunca zaman sonra eline geçirirse
beni de ele geçirir mi? Başıboş kalıp çıldırır mı? Kafamda böyle çılgın sorularla
yine de mutlu uyuyorum geceleri… Gün içinde sesini duymanın, seni görebilmenin
mutluluğuyla… Unutmuşum mutluluğu… Döndün mutluluğum, iyi ki döndün, iyi ki varsın,
iyi ki ilk gördüğüm saniye sevdim ben seni. Sevdiğimi bütün dünyaya duyuracağım
günü sabırla bekliyorum. Arkamdasın biliyorum, sana yaslanmak çok güzel… Seni
hep sevdim bunu bilmeyen bir sen vardın… Artık biliyorsun…
N.U.
19/11/2012