Hoşgeldin =) Mutlu ya da mutsuz...Kafama estikçe yazdım ben...

Okuyup kendinden bir şeyler bulur musun bilmem!! İyi yazıyorum diye kendimi de övemem... İçimi döktüm, döküleni topladım bir daha döktüm belki. Tekerrür ettim kendimi, hırpaladım, yordum, yücelttim de bazen. Ben benim olanı ve olmayana özlemimi, kaybettiğimi ve kazandığımı, kızdığımı ve sevdiğimi, dengesizliklerimi ve özlemlerimi yazdım buraya. Ortaya çıkanı seversen ne mutlu bana!

27 Aralık 2012 Perşembe

Bizsek eğer...

Kimse bilmez aşkın sonsuzluğunu aslında...Hep biter derler ya; gerçek olan asla bitmiyor, bitirilemiyor. Kalpte bir taht var, oraya oturmayı ilk başaran aynı kral gibi kolay kolay bırakmıyor o tahtı...İşte sen o tahtta oturuyorsun ilk gördüğüm andan beri. Güçsüzlük diye bir şey bu yüzden mümkün olamaz senin için...Asla güçsüzlüğüne inanmam, sen benim gönlümdeki tahtın sahibi, benim topraklarımın kralısın. Zamanı durdurmak isteyen insanoğluna veremediğim sırlar var. Ben durdurabiliyorum senin yanındayken, bir gülümsemenle hem de...Hiçbir zaman aynı kalmayacağız belki ama değişmeyen şeyler var içimde, sen hangi kadehe koyarsan koy o kadehte sana mey olabilecek bir ruh var bende. Onu ilk sahibine geri teslim edene kadar senin olmasına o kadar kararlıyım ki içimden seni atmak için imkansızın ötesinde bir güç gerekiyor. Biliyorsun insan zor zamanında açıyor ellerini yukarıya. Bense sadece senin için açardım, imkansız olduğun için belki de...Bir bak bize imkansızı başarmadık mı? Biz, biz olmayı sonunda başardığımızda yenemeyeceğimiz güçlük var mı? Biz aslında tek başına hiç olan insanlar, yan yanayken tapılası bir aşkın sahibi değil miyiz?

Sana doğru küçük adımlarımı sağlam yerlere basmaya çalışıyorum. Sense sendelediğini hissediyorsun belki ama seni tutacak bir ben varım. Sendelesen de düşmene asla izin vermeyeceğimi bilmen gerekir. Sensiz yorgunluğumun son haddesindeyken artık çocuk ruhumun enerjisine geri kavuştum ben. Bunu yapabilmişken senin kendi kendini yaşlandırman bana o kadar dokunuyor ki, varlığımı unutman, kendini sevememen... Halbuki ben seni nasıl seviyorum, öyle ki içimde senden bir derya var. Her damlasında sen...Damarlarımda kan olmuş akıyorsun, ömrümün her karesinde varsın seni tanıdığımdan beri hep olduğun gibi. Yorulma, sendeleme, gitme, yolumuzdan dönme, yılma, vazgeçme, güçlü durmalıyız. Sınavı tam puanla geçmeliyiz biz. Bizsek eğer yakışan bu değil mi bize? Yedek batarya değil miyiz biz birbirimize? Gücümüz her bittiğinde birbirimize ihtiyaç duymadık mı? Seni dağ gibi, kaya gibi gördüm hep. Söyle dağlar, kayalar erir mi? Krallar kolay kolay düşer mi? Ben senden küçük bir parçaya bile razıyken sen her şeyinle benim olacağına vaatler sunuyorsan ben o gün mahşer günü de olsa sabırsızlıkla beklerim. Bunu bil benim gücüm bitmez, ya seninki?


2 Aralık 2012 Pazar

HAPPILY EVER AFTER

Rüyalarımda hep bir kadın çıkıyor karşıma, hesap soruyor. Bana "Benim olana nasıl göz dikersin?" diye soruyor. Ben de diyorum ki "Sen benim olmak istediğim yerdesin, sahip olmak istediğim şeye sahipsin, senin yerin aslında benim yerim." Yok yok böyle olmamalı... O kadın benim karşıma çıkmamalı. O bir vücudun kangrenli parmağı, belki başka bir gönlün çiçekler açan dalı kim bilir... Ama yok, hangisi olursa olsun kesilip atılmalı... Günahı göze almak lazım, ne biliyim onu üzmeye, göz yaşına katlanmam lazım... Ama zor, çok zor... O da bir insan evladıyken, gözünün içine bakan bir anası, babası, kardeşi varken çok zor. Başarısız bir evliliğin tohumuyken başarısız bir evliliğe göz yumabilmek, kendi mutluluğum adına, onun uğruna bir kadının bütün hislerini, hayatını belki çöpe atmak... Çok zor...

Ben bu kadar güçlü değilim, vurdumduymazlık güç demek değil. Kifayetsiz, tepkisiz kalmayı başarmak kuvvet değil. Tek tek düşüyor kalelerim. Giderek yoruluyor kalbim, düşünmeyi reddediyor beynim. Beni bekleyen gelecek beni korkutuyor artık. 1 sene sonra nerede ne yapıyor olabileceğimi kestiremiyorum. Öylesine plansız, öylesine şekilsiz. Patırtı gürültü eksik olmayacak yakın gelecekte, hazır değilim. Bir yüz yıl daha hazır olmayacağım, olamayacağım belki de. Kopsun inceldiği yerden diyor belki dilim ama incelen bu ipler beni çok ama çok korkutuyor. Yok olmak istiyorum... Herkesin hayatından, hiç yaşamamışım gibi... Annemin babamın çocuğu olmamışım, seni seven kadın olmamışım gibi yok olmak istiyorum. Görmek istemiyorum filmin bu sahnesini, ileri sarmak istiyorum.

Bir akşam evde film izlerken uyanmak istiyorum. Bu kötü film bitmiş olsun, gidenler gitmiş olsun, sen yanımda ol, annem yakınımda olsun, huzurum olsun... Ev bizim olsun, bütün bunlar kötü bir rüya, hesap soran kadın rüyamın bir parçası olsun, sen gerçekliğin ta kendisi ol, hayatımın geri kalanı yanında geçsin... Bana hiç babamın yaptığını yapma, bana hiç şimdi yaptığın şeyi yapma... Film bitsin yatıp uyuyalım istiyorum...

FİLMİN SONU "HAPPILY EVER AFTER" DİYE BİTSİN İSTİYORUM...

02/12/2012
N.U.